Günümüzde büyü, medyumluk ve ruhsal danışmanlık gibi konular, pek çok insanın ilgi alanını oluşturuyor. Ancak bu alanın kötüye kullanılması, insanların maddi ve manevi açıdan zarar görmesine neden olabiliyor. Son zamanlarda yaşanan bir olay, bu noktada dikkatleri üzerine çekti. Kayseri’de yaşayan bir kadın, kapısında ansızın karşılaştığı sahte medyum nedeniyle büyük bir dolandırıcılık hikayesinin kurbanı oldu. İddialara göre, mahiyetinde büyü olduğunu söyleyen bir dolandırıcı, insanların duygusal zafiyetlerini kullanarak dolandırıcılık yapmaktan çekinmiyor. İşte, sahte medyumun hikayesi ve bu olayın arka planı:
Olay Kayseri’nin merkez ilçelerinden birinde gerçekleşti. Evin sahibi, kapısının çaldığı an bir kadınla karşılaştı. Kadının elinde uzun bir siyah elbise, yüzünde gizemli bir maske vardı. ‘Ben bir medyumum, üzerinizde büyü var!’ diyerek kapıyı açan kadını sözleriyle sarstı. Bu şok edici duruma karşı mağdur, neye uğradığını şaşırdı. Dolandırıcının tam olarak ne yapmak istediği konusunda bir fikri yoktu. Birçok insan, ruhsal boşluk içindeyken içgüdüsel olarak medyumlara başvuruyor; ama birkaç kelime duymanın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini çoğu zaman unutuyor.
Sahte medyum, hedef aldığı kişinin kaygılarını ve ruhsal durumunu kullanarak ona bir tür korkutma taktiği geliştirdi. İçsel huzursuzluklarla boğuşan birçok birey, bu tür uygulamalara daha açık hale geliyor. Dolandırıcı, kadına "Üzerinizde büyük bir lanet var, bu laneti kaldırmak için önce bana bir miktar para vermeniz gerekiyor" dedi. Bu ifade, kadının zihninde hızla sahte bir gerçeklik yarattı. Medyumun sosyalleşme fırsatını değerlendirdiği bu an, dolandırıcılığın nasıl meydana geldiğini gösteriyor. Hedef alınan birey, genellikle korku ve belirsizlik içerisinde dolandırıcının manipülasyonuna kapılıyor.
Dolandırıcının rusesi, burada kalmadı. Mağdur, medyuma kapısını açtı ve onu içeri davet etti. İkili arasında başlayan konuşmalar, sahte medyumu daha fazla güvenilir kılmak için bilgilere dayalı bir yöntemle geliştirildi. ‘Geçmişinizde başınıza gelen kötü olaylar, ruhunuzda kalıcı izler bıraktı’ gibi ifadelerle salınan duygu dalgaları, kişinin savunmasızlığını iyice artırdı. Sonuç olarak, mağdur kadın, kendini korunaklı bir ortama değil, tam tersine bir dolandırıcılık ağına kapılmış gibi hissetmeye başladı.
Birçok kişi, medyumların avanelerini dinleyerek onları hemen gözünde büyütme tuzağına düşüyor. Medyum creole'ü, bilinçaltındaki korkularıyla oynayarak insanları hedef alıyor, bu da dolandırıcılığın gerçekleşmesine zemin hazırlıyor.
İlk başta masum bir teklif şeklinde başlayan konuşmalar, birçok insanın başına bela olan bu tür hikayelerin birer yansıması haline gelebiliyor. Dolandırıcılık mağduru, bu hikaye ile son günlerde kafasında dönüp duran gerçek sorunlar ile yüzleşmek zorunda kaldı. Korktuğu her şey, bir anlık yanlış yönlendirme ile hayatına girebiliyor. Sonuç olarak, dolandırıcılık hikayeleri, sahte medyumlar tarafından insanların hayatına sağlıksız bir şekilde müdahale ederek gerçekleşiyor.
Bu olayın ardından savcılığa yapılan başvuru, dolandırıcılık şikayetlerinin ciddiyetini gözler önüne serdi. Yetkililer, sahte medyumların varlığını ve dolandırıcılık yöntemlerini araştırmak için harekete geçti. Toplumda yaygın olan bu tür dolandırıcılıklara karşı daha fazla eğitim ve bilinçlenme çağrısında bulunuldu.
Dolandırıcılık vakalarındaki artış göz önüne alındığında, bireylerin ruhsal durumları ve mental sağlıkları açısından daha dikkatli olmaları büyük bir önem taşıyor. Özellikle yalnızlık ve çaresizlik duygusu, insanların sahte medyumlara başvurmasına neden olabiliyor. Bu nedenle, danışmanlık hizmetleri gibi alternatif yolların önemini unutmamak gerekiyor. Böylece, dolandırıcıların avı olmaktan kaçınabilir ve ruh sağlığımızı koruyabiliriz.
Bu korkutucu olayın ardından, toplumda sahte medyumlara yönelik bir farkındalık oluşması amacıyla halk eğitimleri düzenlenmesi gerekliliği ortaya çıktı. Sahte medyumlara karşı nasıl bir tavır alınması gerektiğini anlatan programlar ile insanları bilinçlendirmek, bu sorunların bir daha yaşanmaması için elzem hale geldi. Unutulmamalıdır ki, içinde bulunduğumuz ruhsal durumlar, başkalarının çıkarları için bir manipülasyon aracı olmamalıdır.
Sonuç olarak, sahte medyumların elinde var olan büyülü dünya, aslında bir tuzak ve dolandırıcılıkla dolu bir labirenttir. Bizler, bu labirentin içine girmemek için daha donanımlı ve bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Yakın gelecekte, bu tür dolandırıcılığa karşı daha etkin önlemler alınması ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatarak, bu tür olayların azalmasını umuyoruz.